************************************************
Evet arkadaşlar şimdi size TAM ÇÖZÜM'ü yazacağım. Oyun başlıyor ilk olarak ağaçtaki kapıya dokunuyoruz ve ne olduğu belli olmayan beyaz bir şey gelip mavi şapkayı asıyor. Sanırım yıkadılar, kurutmak için asıyor. Daha sonra şapkaya tıklıyoruz ve o adam kapıdan bakıyor adama tıkladıktan sonra kuş gelip şapkayı alıyor. Sonra bu kahramanlık yapıp şapkanın peşinden gidiyor. Bindiği şeye iki kez tıklarsanız çalışacaktır. Uçtuğu bölümlerde örümcek ağına yakalanmayın, yeter. Aslında kolay ama dalgınlığınıza gelir de yakalanırsanız, başta uçması için bastığımız yeşil düğmeye basabilirsiniz. Şimdi ağaçta kuşun yuvasına basın ve o solucanı almak için çıktığında yuvasına girin. Bu arada kuşa tıkladıktan sonra mutlaka en tepedeki şişman solucana tıklamalısınız. Bu yuvada adamımızın üstünde durduğu şeyleri kaldırın, altından saylangoz kabuğu çıkacaktır. O salyangoz kabuğunun bize göre sağında da bi çubuk var. Eğer salyangoz kabuğunu almak için toprakları sağa çektiyseniz, tekrar sola çekin. Salyangoz kabuğunu alttaki düğüme koyun, uzun çubukla üstteki düğümü açın ve aşağı inmek için yuvarlakların yanındaki düğmeye basın. Ha bu arada sağ en alt köşedeki yolu açın bunları yapmadan önce. Şimdi bu beyaz zımbırtıya tıklayın, o aşağı düşecektir zaten. Geldiğiniz yerde merdivenle aşağı inin, tekerleği alın ve bir kez daha üste ÇIKMADAN aşağı inin, veya düşün. Şimdi o tekerlek atkısına nasıl sığdı ? Tövbe. . . Neyse devam edelim sol köşede "Bıyıksız İbrahim Tatlıses" gibi duran, kolsuz bir musluk duruyor. Oraya tıkladığınızda bu zeki beyaz şey, az önce aldığı (çaldığı) tekerleği oraya koyacaktır. Şimdi su gelecek ve sizi alacak. İlkinde ben de korkmuştum ama sorun yok. Çevirmeyi unutmayın dememe gerek yok sanırım ? Tipsiz bi kunduzla aynı odadayız. . . Sol üstte mantarlar var. Onlara en alttaki olmak üzere sırayla tıklayıp ipleri açıyoruz. Üçüncü mantara iki kere tıklayacağız. Şimdi merdiven geldi ama bu kunduzun bizi bırakmaya niyeti yok gibi. . . O yüzden yanındaki buz dolabına benzeyen şeye tıklayıp o kunduz orayla ilgilenirken biz de merdivenden çıkalım. Yürürken çıkardığı sesten hiç hoşlanmadım. . . Neyse, buradakiler daha da beter. Önce sol üst köşedeki örümcek ağına tıklıyoruz. Yanımıza bir tahta düşüyor ve o tahtayı alıp, köstebeğin yanına gidiyoruz. O da ilkinde örümceği fırlattığı gibi bizi fırlatıyor. İşte şapkamızı çalan o kuş. . . Ay yiyemez bir şey yapamaz neden aldı onu hiç bilmiyorum ki. . . Neyse, Çalılıklara tıkladığımızda kahverengi bi kuş gelip şarkı söylüyor. Onun bu şarkısı, mavi büyük kuşun altında duran ip ile orantılı. Yani o ipteki kıvrımlara oradan buradan bulduğumuz ıvır zıvırları koyacağız. Bizi beyaz adama tıkladığımızda neler yapmamız gerektiğini söylüyorlar zaten. İlk olarak adamımızın yanındaki atacı alıp ilk düğüme koyalım. Şimdi bizim saklandığımız kütüğün ucundan ara sıra bi örümcek çıkıyor. Hızlı davranıp o çıktığında üzerine tıklıyoruz. Şimdi o kuşun şapkamızı astığı yuva var ya, hah işte o yuvada şapkanın sağında bi mavi kapağımısı bi şey var. Onu da alalım. Çöpçatan misali. Evet, şimdi yanımızda duran ağacın en üstündeki dala tıklayalım. O çiçeği de yerine koydu. Şimdi hemen önümüzde sağ köşede duran taşları kaldırıp atacı alalım. işteeee aşık oldular. Onlar orada birbirine bakarken şapkaya tıklayalım biz. Şimdi bizi de eve bıraktılar sağ olsunlar. İşte, şapka oğluna kavuştu ve mutlu soooon :) (Sude Tureng)
************************************************ |
|